İlmi ve bilimselleşmekte olan konular insanlığın ortak malıdır.
İlmin ve Bilimin gelişmesinde, dönüşmesinde insanlığın kolektif bilincinin rolü de büyüktür.
Bioenerji ve Alfa Bioenerji© de bunlardan biridir. Uygulamaya dayalı bir ilmin deneyimlenebilen ama soyut olan tarafı, sadece materyalistlerin değil; inanç sahiplerinin de sorularına muhatap olur. Tanımlamaların, bireysel muhayyilelerindeki arşivle bağdaşık yanını ararlar ki bu doğal bir reflekstir.
Peki, günümüzde baz istasyonları ve uydu teknolojisiyle, frekans yoluyla sesli, yazılı ve görüntülü kablosuz bilgi ağı sağlayan bilişim teknolojisinde bu karşıt refleks neden yoktur?
Gözle görünmeyen frekansı ve mekanizmasını bilmeye ya da inançlarıyla anlamlandırmaya gerek duymazlar; çünkü bu tabloda, bilgisayar ya da akıllı telefon gibi önlerindeki somut nesne, onları ikna etmiştir. Bioenerji tıbbında ise aracı; cihaz, baz istasyonu değil de kendileri gibi bir insan olduğundan doğa üstü gelir ve "nasıl" sorusu/sorgusu doğar.
Seans alanların çoğunda meydana gelen değişimden ya da deneyimlemeden dolayı bu sorgu kırılmaya başlar ya da öz-sorgulamaya dönüşür. Başka bir ifadeyle; soyut konu, söz konusu kişilerce artık farkedilir ve somut hale gelir. Bir kısmında ise artık gerçekliği anlamlandırmaya yönelik öz-sorgulama, öz-bilinç devinimi başlar.